Sakarya şehrinin yüz ölçümü bakımından en küçük ilçesi olan Sapanca, nüfus bakımından boyutunun aksine oldukça yoğun. Kış aylarında toprakları yağmura ve kara doyan Sapanca’da yaz ayları sıcak ve kurak geçiyor. Akdeniz ve Karadeniz iklimleri arasındaki geçiş zonunda bulunması bu yaz kuraklığını hafifletmekte. İlçenin bağıl neminin yıl boyu yüksek olmasında muhakkak aynı adı taşıyan gölün de etkisi büyük. Hiçbir mevsiminde insanı zorlamayan bu güzide ilçenin her mevsimi ayrı güzellikleri beraberinde getiriyor. Şimdi gelin, Sapanca’nın her mevsiminde neler yapılacağını ve nerelerin ziyaret edilmesi gerektiğini beraber inceleyelim.
Sapanca’yı kış aylarında ziyaret edecekseniz yanınıza şemsiyenizi ve yağmurluğunuzu almayı unutmamanızı tavsiye ederiz. Kış aylarında Karadeniz ikliminin bölge üzerindeki etkisi altında kalan Sapanca’da yağmur ve karın oluşturduğu manzaralara hayran kalmamak elde değil.
Şüphesiz Sapanca denince akla ilk gelen turistik yer Sapanca Gölü olur. Her mevsim ayrı güzellikleri ziyaretçilerine sunan gölü kış aylarında ziyaret etmenin de bazı avantajları var.
Öncelikle bölgenin yaz aylarına göre daha sessiz, sakin olduğunu belirtmek gerek. İnsanların okullarında ve işlerinde olduğu kış aylarında havanın da soğumasıyla Sapanca Gölü’ne tam bir sükunet hakim olmakta.
Kış aylarında insana temizliği çağrıştıran bembeyaz bir kar örtüsüyle kaplanan Sapanca Gölü’nü bu dönemlerde ziyaret etmeyi düşünüyorsanız şemsiye ve yağmurluğunuzun yanı sıra fotoğraf makinenizi de yanınıza almayı unutmamalısınız.
Kış aylarının vazgeçilmez aktivitelerinin başında kayak yapmak geliyor. Bu doğa sporunu yapabilmek için gerekli olan her şey Kartepe’de mevcut! İster profesyonel bir kayakçı olun ister hayatında ilk defa kayak merkezine uğramış biri, Kartepe’de herkese uygun pist ve ekipman var.
Kartepe denince insanın aklına her ne kadar tepesindeki kayak merkezi gelse de tepenin eteklerinde ailenizle oturup piknik yapabileceğiniz, manzaraya karşı çayınızı içebileceğiniz alanlar da ilginizi çekebilir. Ayrıca tepeden kaymak ilginizi çekmediyse bile ziyaretçileri zirveye taşıyan telesiyeji en azından bir kere denemek isteyebilirsiniz.
Sapanca; doğanın kabuğuna çekildiği ve adeta bir uykuya geçtiği kış aylarından sonra doğanın tekrar canlanışını en net şekilde görebileceğiniz bölgelerden biri. Eşsiz doğasıyla Sapanca, bu mevsimde bembeyaz bir kar örtüsünü üzerinden atıp kendisine en yakışan renklerden birine yani yeşile bürünüyor.
Rusya’dan sürülmeleri üzerine Osmanlı’ya sığınan ve köy kuran Çerkezlerin ilk yerleşim yerlerinden biri de Kırkpınar. Özellikle ilkbaharda yemyeşil bir örtüyle sizleri karşılayan Kırkpınar’ın nüfusunun baskın unsuru hala bölgedeki Çerkezler. Sıcak bir yerel halk, bu halkın yöreye tanıttığı Kafkas lezzetleri ve bölge boyu uzanan parkları, bahçeleriyle özellikle ilkbahar aylarında Kırkpınar’a hayran kalmamak elde değil.
Sapanca’nın en ilgi çekici bölgelerinden biri hiç şüphesiz Maşukiye. Aygır Deresi’nin buz gibi sularının beslediği Maşukiye’nin doğal güzellikleri tarihi yapılarıyla da birleşince ortaya asla atlanmaması gereken bir lokasyon çıkıyor. Bu güzellikleri yürüyerek, bisiklet sürerek hatta at üstünde bile keşfetmeniz mümkün. Bölgede düzenlenen ATV turları da bu araçların yanında sıra dışı bir alternatif oluşturuyor.
Yaz aylarında sıcak, kışa göre daha kurak iklimiyle Sapanca’da serinleyebileceğiniz aktiviteler öne çıkıyor. İlçenin bin metrenin üzerindeki yaylalarında kampınızı kurabilir veya Sapanca Gölü’nün serin sularına kendinizi bırakabilirsiniz. Şehirden kilometrelerce uzaklaşmadan özgürce yüzebilirsiniz.
Sapanca’da yaylalardan bahsedecek olursak ilk öne çıkacak olanı Soğucak Yaylası olacaktır. Sapanca’ya 17 kilometre uzaklıktaki yaylanın en önemli özelliklerinden biri de ulaşımının rahat olması. Soğucak, birçok yaylanın aksine dört mevsim turistik önem taşıyan bir bölge. Özellikle kamp turizmi için biçilmiş kaftan olan yaylada kafanızı dinleyip yıldızları seyredebileceğiniz dingin bir ortam var. Temmuz ayının ikinci haftası yapılan ve bir gün süren Soğucak Yayla Şenlikleri’nde düzenlenen halk oyunu gösterileri, güreş müsabakaları, konserler ve at yarışları da büyük ilgi çeken etkinlikler arasında.
Kış ve sonbahar mevsimlerinde de adını geçirdiğimiz Sapanca Gölü gerçekten de her mevsim turist çeken bir lokasyon. Gölün kış ve sonbahar aylarında göz alıcı manzaralara ev sahipliği yapması, yaz aylarında ise ziyaretçilerine yüzme ve serinleme imkanı sunması bu mevsimlerin üçünde de listemize girmesine sebep oldu. Yaz aylarında gölün çevresinde bisiklet sürmek ya da koşmak gibi sportif aktiviteler de yoğunluk kazanıyor. Bu dönemlerde bir bisiklet kiralayıp gölü turlamak her turistin tatması gereken bir zevk olarak öne çıkıyor.
Sapanca’yı sonbaharda öne çıkaran özelliği doğal olarak ormanları oluyor. Turuncu, kahverengi, kırmızı gibi sonbahar renklerinin birbirine karıştığı ağaçlık bölgelerinde çayınızı yudumlarken ilçenin doğal güzelliklerine aşık olacaksınız.
Daha önce kış ve yaz mevsimlerinde üzerinde durduğumuz Sapanca Gölü’nü sonbaharda daha ılıman bir havada, beyaz yerine turuncu bir örtü altında ziyaret etmek isteyebilirsiniz. Her mevsimde olduğu gibi Sapanca Gölü bu mevsimde de sizlere kucak açacak; sonbahar rüzgarları eşliğinde uçuşan kuru yaprakların hışırtılarıyla huzur bulmanıza imkan sağlayacaktır.
Adından da anlaşılacağı üzere bu tabiat parkı tamamen Sapanca sınırlarında olup Sapanca yönetimine tabi bir bölgede yer almıyor. Ancak orman ne kadar Sakarya’nın ise o kadar da Sapanca’nın denebilir. Zira park, Sakarya-Sapanca yolunda yer alıyor.
Düğün, nişan gibi büyük kitleleri bünyesinde toplayan etkinliklerin yapılmadığı zamanlarda bölge ziyadesiyle sakin. 27 hektarlık alanda yeme içme ihtiyacınızı parkın restoran kafesinde karşılayabileceğiniz gibi açık havada pikniğinizi yapıp etrafınızdaki ağaçların sizler için ürettiği taze oksijeni de ciğerlerinize doldurabilirsiniz. Her ne kadar bu lokasyonu sonbahar mevsimi aktivitelerine dahil etmiş olsak da park her mevsim farklı imkanlar ve güzellikler sunuyor.
Sonbahar’ın turuncu tonlarının en çok hoşunuza gideceği yerlerden bir başkası da Ormanya. Özellikle küçük yaşta misafirlerinin hiç sıkılmayacağı şekilde dizayn edilmiş olan Ormanya’da farklı bölgelerden hayvanlar görmek isterseniz hayvanat bahçesini ziyaret edebilir, Sapanca’nın yaban hayatını gözlemlemek isterseniz Vahşi Yaşam Alanı’nda vakit geçirebilirsiniz. Daha sessiz ve özgür bir aktivite için Ormanya’nın kilometreler boyu uzanan parkurunda yürüyebilir, koşabilir ve bisiklet sürebilirsiniz.